TeknoPlatform & Teknolojinin Adresi

ASR-I SEADETTE TÜRKLER 72863626

ASR-I SEADETTE TÜRKLER 72863626


Join the forum, it's quick and easy

TeknoPlatform & Teknolojinin Adresi

ASR-I SEADETTE TÜRKLER 72863626

ASR-I SEADETTE TÜRKLER 72863626

TeknoPlatform & Teknolojinin Adresi

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

TeknoPlatform & Teknolojinin AdresiHoş geldin, .
Son Ziyaretiniz: Çarş. Ara. 31, 1969
Mesaj Sayınız: 0


2 posters

    ASR-I SEADETTE TÜRKLER

    -0rhaN61-
    -0rhaN61-
    Forumun Onur Üyelerinden
    Forumun Onur Üyelerinden


    Mesaj Sayısı : 235
    Rep Gücü : 35597
    Rep Puanı : 1201

    Canlılık :
    ASR-I SEADETTE TÜRKLER Left_bar_bleue999 / 999999 / 999ASR-I SEADETTE TÜRKLER Right_bar_bleue


    Kayıt tarihi : 16/01/11
    Yaş : 28

    ASR-I SEADETTE TÜRKLER Empty ASR-I SEADETTE TÜRKLER

    Mesaj tarafından -0rhaN61- C.tesi Ocak 22, 2011 5:53 am

    ASR-I SEADETTE TÜRKLER

    Eshab-ı kiram arasında Türkler varmıydı? Böyle bir soru bir Türkü belki de en çok heyecanlandıracak sorulardan birisidir. Zira genlerine kadar işlemiş olan Peygamber sevgisi bu sorunun cevabını merakla bekletecektir.

    Hadis-i Şerif kaynakları tarandığı zaman Sevgili Peygamberimizin eshabına bazı milletlerin yanısıra Türkler hakkında da tavsiyelerde bulunduğunu görürüz. Bunlar asr-ı saadette Türklerin varlığının yakından bilindiğini gösterir. Hadis-i Şerifler detaylı incelendikleri zaman bu bilginin yüzeysel olmadığı Türklerin çok yakından tanındığını göstermektedir. Ancak bu tanıma ticaretle uğraşan Mekkelilerin Türkistan'a gitmeleri sonucu elde edilen bir tanıma değildir.

    GÖKTÜRKLER
    Bizi bu kanaate götüren en büyük sebeplerden birisi asr-ı saadet döneminde Göktürk Devleti'nin varlığıdır. Eski ihtişamında olmasa da İran'ın kuzeyinde organize bir devlettir. İpek Yolu adı verilen eski dünyanın en önemli ticaret yolunun büyük bir kesimi bunların kontrolü altındadır. Dahası İran Sasani Kisrası Nuşirevan Göktürk Hakanı'nın kızı ile evlidir. Bütün bunlar o dönemde Türklerin yakından bilindiğini göstermektedir. Ayrıca asr-ı saadette bulduğumuz öyle ipuçları vardır ki Eshab-ı Kiram içerisinde Efendimizin mübarek dizleri dibinde yetişmiş Türklerin bulunabileceği kanaatini kuvvetlendirmektedir.

    Ancak bugüne kadar Türk tarihçileri ve hadis-i şerif uzmanları bu konuda müşahhas çalışmalar yapmamışlardır. Bizim yaşadığımız şanlı bir tarihi maalesef başkaları kaleme almıştır. Bugün özellikle İslam öncesi Türk tarihi hakkındaki bilgilerimiz Rus ve İsveçli bilim adamlarının yaptığı çalışmalara dayanmaktadır. Göktürk Devleti gibi pek çok muazzam devletler kurulmuştur. Ancak sorulduğu zaman bir iki balbal taşıyla birkaç kitabeden başka bir şey gösterilememektedir. Zira yabancı bilim adamları ancak bu kadarını ortaya koyabilmişlerdir. Ayrıca onların kaleminden çıkan tarihi bilgilerin gerçeği ne kadar yansıttığı zaman geçtikçe daha iyi anlaşılacaktır.

    ASLA ŞAMANİST DEĞİLLERDİ
    Bunlardan en belirgini Türklerin İslam öncesi Şamanist oldukları iddiasıdır. Oysa Türkler tarihi boyunca asla Şamanist olmamıştır. Şamanlık Moğolların dinidir. Ortaasyada yaşayan üç büyük milletin üçü de kültür bakımından birbirlerine taban tabana zıttır. Bunlar; Türkler Moğollar ve Çinlilerdir. Hem ırk hem de din bakımından birbirleriyle yakınlıkları yoktur. Çin'de Türklerin mızmız dinler olarak vasıflandırdığı Konfüçyanizm Budizm gibi inanışlar yaygın iken Moğollar Şamanist idiler. Din adamlarına da Şaman adı verilirdi. Türkler Şamanist olmadığı gibi aralarında Şaman adı verilen din adamları da yoktu. Çin ve Moğolistan'daki inançların çok daha saf olanına sahiptiler. Bir olan yaratıcıya Ulu Tanrı anlamında Gök Tanrı adını kullanılıyordu.(1)

    İslamiyetten önceki Türk dini inancına bakıldığında şaşılacak derecede İslam akaidine benzeyen noktalar görülür. Bunları Çin ve Moğol dinlerinde görmek mümkün değildir. En başta geleni vahdaniyet / yaradanın bir olması inancıdır. Doğulu ve batılı bütün tarihçiler bunda birleşmişlerdir. Bunun yanısıra ahirete öldükten sonra hesabın varlığına cennet ve cehenneme inançları vardır. Din adamları bulunmuyordu ancak Kam adı verilen büyücü / kahin karışımı bir mesleği icra edenler vardır. Fakat bunların din adamlığı ile ilgisi yoktur. Moğollardaki Şaman ile Türklerdeki Kam arasındaki fark ise bugün cekşi hoca adı verilen insanlarla diyanet görevlilerin arasındaki fark gibiydi. Bu inançlarını müslüman oldukları 10. yüzyıla kadar devam ettirmişlerdir. Budizm Mecusilik Şamanizm Taoizm Maniheizm gibi bin türlü dinin kaynaştığı bir bölgede İslama bu kadar yakın olan inançlarının kaynağı ne idi? Maalesef bugüne kadar araştırılması yapılmamıştır. Ancak kaynaklar tarandığı zaman bir takım ip uçlarına rastlamak mümkündür.

    OĞUZ HAN
    Türklerin Soy Kütüğü kitabında Nuh aleyhisselamdan Kara Han'a kadar Türklerin islam itikadında oldukları bu hükümdardan itibaren bozuldukları kaydı vardır. Kara Han Oğuz Han'ın babasıdır. Oğuz Han'ın hayat hikayesi de ilginçtir. Doğumundan itibaren üç gün boyunca annesini emmez. Annesi bu duruma çok üzülür. Rüyasında oğlunun "bir olan yaratıcıya inan aksi halde seni emmeceğim" dediğini görür. Şefkatinden dolayı annesi bir olan yaratıcıya iman eder. Oğuz da böylece annesini emmeye başlar. Büyüyüp serpildiğinde ise etrafındaki nice güzel kızları putperest oldukları için kabul etmez. Fazla güzel olmayan amcasının en küçük kızı ile putperest olmadığı için evlenir. Bundan erkek evlatları olur.

    Aradan uzun yıllar geçer. Türk Töresini çiğneyen babasıyla çatışır ve obayı terkeder. Bir süre sonra aralarında bir savaş çıkar. Bu savaşta babası hayatını kaybeder. (2)Devletin başına Oğuz geçer. Oğuz Kağan'ın bu haliyle bir peygamberin rahle-i tedrisinde bulunmuş olduğu tahmin edilmektedir. Bu nedenle bir çok islami kaynakta ismi anıldığında Rahmetullahi aleyh / Allah'ın rahmeti üzerine olsun diye dua edilir.(3)

    Oğuz Han'ın bir başka özelliği de Büyük Okyanus'tan Akdeniz'e kadar muazzam bir bölgeye hakim olmasıdır. O zaman dünyasının neredeyse dörtte üçünü kontrol altına almış olmasıdır. Bu özelliğinden dolayı Oğuz'un Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen Zülkarneyn aleyhisselam olduğu dahi ileri sürülmüştür.

    ZÜLKARNEYN SEDDİ
    Kur'ân-ı Kerîm'de ismi geçen Zülkarneyn aleyhisselam dünyaya hakim olmuş birkaç kişiden birisidir. Yaptığı seferlerden birinde güneşin doğduğu en uzak yere kadar gider. Burada mayası temiz mazlum bir toplulukla karşılaşır. Bunlar komşuları olan Ye'cuc ve Me'cuc isimli toplulukların zulümlerinden şikayet ederler. Hazreti Zülkarneyn zalim topluluk ile bunların arasına büyükçe bir set kurarak şerlerinden korunmalarını sağlar. Kaynaklarda mayası temiz bu topluluğun Türk milleti olduğu yazılıdır. Hazreti Zülkarneyn İbrahim aleyhisselamla aynı yıllarda yaşamışlardır. Çıktığı seferlerden birinde Hazreti İbrahim'le görüşmüş ve bu sırada yaşı hayli ilerlemiş olan bu kutlu peygamberin hayır dualarını almıştır.

    KANTURAOĞULLARI
    Efendimiz bazı hadisi şeriflerinde Kanturaoğullarının bu ümmetin idaresini uzun süre ellerinde tutacaklarından bahsetmektedirler. Hadis-i Şerif otoriteleri bundan kastın Türkler olduğuna hemfikirdirler. Kaynaklar tarandığında Kantura'nın Hazreti İbrahim'in hanımlarından birinin adı olduğu görülür. İbrahim aleyhisselamın bilinen üç hanımı vardır. Sare Hacer ve Kantura... Bunlardan Sare Hazreti İshak'ın Hacer Hazreti İsmail'in Kantura da ismi henüz tesbit edilemeyen birkaç erkek evladın annesidir.

    Hazreti İbrahim'in Hacer'den doğan oğlu İsmail aleyhisselamdır. Allahü tealanın verdiği emir üzerine Hazreti İbrahim tarafından bugünkü Kabe'nin hemen yanıbaşına bırakılan İsmail aleyhisselam yerli toplumlardan olan Cürhümilerden bir kızla evlenmiş ve bunun soyundan gelenler giderek büyük bir güç olmuşlardır ki zamanla Nabtiler (MÖ IV-MS.II. yy) Palmirana/Tedmur (MÖ.3.000-MS.275) gibi dönemlerinin güçlü devletlerini kurmuşlardır.

    Hazreti İbrahim'in ikekşi oğlu İshak'tan olan torunu Hazreti Yakub'un 12 oğlunun soyundan gelenlere İsrailoğulları adı verilir. Yakub aleyhisselamın diğer ismi İsrail olduğu için bu isimle anılmışlardır. Bunlar Musa aleyhisselamın Mısır'dan çıkarmasından sonra Filistin'de İsrail ve Yahuda devletini kurmuşlar Hazreti Süleyman döneminde de Yemen'deki Sebe devletini yeniden organize etmişlerdir. (M.Ö. 900 senesi) Bundan sonra bir daha toparlanamamışlardır.

    Hazreti İbrahim'in Kantura isimli üçüncü hanımından da birkaç erkek evladı olmuştur. Bunları Vahdaniyeti tebliğ etmek için Horasan'a göndermek istediğinde çocukları ağlaşırlar ve "Kardeşimiz İshak'ı kendi yanında bırakıyorsun İsmail'i de kutlu bölge / Mekke'de bıraktın. Bizi neden çok uzaklara gönderiyorsun?" derler. Hazreti İbrahim de onlara gitmeleri gerektiğini izah ederek; "Kuraklığı çok olan bir beldeye gideceksiniz. Size öğreteceğim şu duayı sıkışınca okursanız inşallah yağmur yağacaktır" diyerek bir dua öğretir. Çocuklar Horasan'a yerleştikten uzun bir süre sonra büyük bir kuraklık yaşanır. Çaresiz kalan halk bunlara başvurunca öğrendikleri dua sebebiyle yağmurun yağmasına sebep olurlar. Bunun üzerine insanlar bu iş ancak hanların işidir diyerek bu çocukların ve soyundan gelenleri han kabul ederler. Öyle ki kanlarının yere düşmesini bile bir felaket olarak gördüklerinden hiç ilişmezler. Bu adet daha sonra han sülalesinden idam edilmesi gerekenlerin kılıçla değil yay kirişi ile boğmak usülünün doğmasına neden olur. (Bu adet Göktürk devlet geleneğini takip eden Selçuklu ve Osmanlıda da aynen devam etmiştir.) Kaynaklarda buna benzer bir başka olaya rastlıyoruz. Eski Türklerin elinde Yada Taşı denilen bir taş vardır. Bunun aracılığı ile yağmurun yağdırıldığından bahsedilir. Yerli yabancı gezginler bunu bizzat gördüklerini naklederler. Bu taş yüzünden sık sık boylar arasında çatışmalar çıkmıştır. (4)

    Orkun kitabelerinde güç zamanlarda Yaratıcı'nın Semavi kaynaklı bir kahraman göndererek Türklerin imdadına yetiştiği kayıtlıdır. Kitabelerde; "Ben Tanrı'dan olma......" gibi ifadeler geçmektedir. Bu Hakan'ın ancak Allah'ın tasvib ve desteği ile hakan olabileceğini gösterir. Yine eski kaynaklar ancak Tanrı tarafından kut verilmiş kişilerin hakan olabileceği de kayıtlıdır. Nitekim Hun Hakan'ı Mete'nin Tanrı'dan kut alarak Hakan olduğu kayıtlıdır.

    Hazreti İbrahim'in bu çocukları Horasan'a göndermesinin sebebini annelerinin Orta Asya kökenli olmasında aramak lazımdır. Hazreti İbrahim'in ve Sevgili Peygamberimizin hayatları incelendiğinde birisini bir bölge veya topluluğa gönderdiklerinde o kişinin o bölgeden veya topluluktan olmasını dikkate alırlardı. Zira gidilen yerde hazır bir ortam bulunmuş olacaklardır.

    Hazreti İbrahim'in yaşadığı tarih olarak MÖ 2000'li yıllar gösterilmektedir. Eğer bu doğru ise bunun hemen akabinde Türklerin millet olarak belirgin bir şekilde ortaya çıktıkları ve devlet kurdukları görülür ki; bu da MÖ 1500-1000 yılları arasıdır. Bu tarihler dünya tarihinin kavşak noktalarından birisidir. Bu yıllardan itibaren eski milletler sahneden çekilip birer birer erirken üç ana koldan gelişen üç ayrı millet dünya siyasetine yön verir olurlar. Birekşisi İsrailoğullarıdır. Üçüncü kol bunlardan çok uzakta Türkistanda ağırlıklarını koymaya başlamıştır. Bunlardan İsmailoğulları ve Türklerin hayat şartları birbirlerine benziyordu. Kuraklıkların şiddetli geçmesi birinde çöl diğerinde bozkırların halkların milli karakterlerini dış tehlikelerden koruması hep birbirine benzemektedir.
    ~~uuRCan~~
    ~~uuRCan~~
    Forumun Onur Üyelerinden
    Forumun Onur Üyelerinden


    Mesaj Sayısı : 300
    Rep Gücü : 25800
    Rep Puanı : 180

    Canlılık :
    ASR-I SEADETTE TÜRKLER Left_bar_bleue999 / 999999 / 999ASR-I SEADETTE TÜRKLER Right_bar_bleue


    Kayıt tarihi : 01/02/11
    Yaş : 28

    ASR-I SEADETTE TÜRKLER Empty Geri: ASR-I SEADETTE TÜRKLER

    Mesaj tarafından ~~uuRCan~~ Çarş. Şub. 02, 2011 6:04 am

    Wink .d
    -0rhaN61-
    -0rhaN61-
    Forumun Onur Üyelerinden
    Forumun Onur Üyelerinden


    Mesaj Sayısı : 235
    Rep Gücü : 35597
    Rep Puanı : 1201

    Canlılık :
    ASR-I SEADETTE TÜRKLER Left_bar_bleue999 / 999999 / 999ASR-I SEADETTE TÜRKLER Right_bar_bleue


    Kayıt tarihi : 16/01/11
    Yaş : 28

    ASR-I SEADETTE TÜRKLER Empty Geri: ASR-I SEADETTE TÜRKLER

    Mesaj tarafından -0rhaN61- Salı Şub. 08, 2011 2:51 pm

    AsLinda DikkaTLi okunDuqunDa GuzeL SonucLaR ALinabiLiR Smile

      Forum Saati C.tesi Nis. 27, 2024 4:35 am